15 Ağustos 2011 Pazartesi

Nova Era


 Bir saniye bittiğinde, öbür saniye başlar. Boşluk yoktur arada. Yeni saniye bittiğinde de ötekisi...

 Bir dönem biter bazen, belli bir konsept ile sürdürülmüş, hayatından bir kesit sona erer. Sanırsın ki o konsept senin hayatının konseptiydi, halbuki hayır. O sadece, senin o dönemine ait yaşam kompozisyonunun ana fikri olarak hayat bulmuş bir küçük yaşam parçası paketi idi. Paketi açtın, içinden çıkanlarla oynadın, oynadın... Ta ki oyuncaklarından sıkılana, onları eskitene, onlarla yetinmemeye başlayana dek...

 Bir dönem bitti. Bitiş anında sandın ki, sen de bittin. Çünkü zaman ve kişiliğini kafanda bir etmiştin. Oysaki zaman üstel fonksiyonla değişirken, kişilik doğrusal fonksiyonla değişir. Zaman ve yaşananlar koşar gider önden, kişilik onların peşinden sürüklenir; onların seni soktuğu patikalarda paçaları çamurlanır, adımları değişir.

 Bir dönem bitince, kitabın sonuna geldin sanabilirsin, hayali kapağını örtüp beklersin. Sayfaları çevirme cesaretin varsa, bitenin sadece bir bölüm olduğunu fark edersin, heyecanla kalan kısımları okumaya devam edersin.

 Canım dostum, kitabının finali henüz muallak, okuduğun kısımlar ne hikayenin en heyecanlı kısmıydı, ne de karakterin en parlak zamanlarıydı. Kalem senin cebinde, mürekkebin cesaretin. Yaz ki var gücünle, "asırlar boyu insanlar kütüphanesi"nde, kıymetli bir köşede yer bulsun, sonun sonsuzluk olsun.



 Futraf: Lisbon, Sintra yolları

2 Ağustos 2011 Salı

Özleme(me)k (gerek)

Seni özlemek,
Tedavülden kalkmış
Paraları biriktirmek gibi

Seni özlemek,
Doğmayacak bebeklere ninni...

Seni özlemek,
Bir zaman önce verdiğin nefesin
Rüzgarını kovalamak gibi

Seni özlemek,
Son parça çikolatanın tadını
Sonsuza saklamak istemek

Seni özlemek,
Tamamlanmamış besteler dinlemek...

Seni özlemek,
Uzakları gözlemek
Dürbün yapar ümitlerimi
Yollarım okyanusa gemilerimi